Kontrolmatik Teknoloji ve Mühendislik firması, UNGC SKA12 “Sorumlu Üretim ve Tüketim” taahhüdü çerçevesinde, tek kullanımlık plastik damacana su tüketiminden ve bu damacanaların transferinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını azaltmak amacıyla kendi içme suyunu üretmeye başladı. 

Şirket, “Karbon-nötr Tesis ve Düşük Emisyonlu Üretim ve İş Faaliyeti Sürdürme” prensibi doğrultusunda karbon ayak izini azaltmak için merkez ofislerinde ve ‘Sıfır Atık Belgesi’ne sahip Pomega LiFePO4 Lityum İyon Batarya Hücresi Üretim tesislerinde içme suyunu kendi üretiyor. 

Kontrolmatik Grup Sürdürülebilirlik ve Çevre Müdürü Burcu Türe, konuyla ilgili olarak, “Sıfır Atık ve Döngüsel & Düşük Emisyon Ekonomisi çerçevesinde uyguladığımız birçok verimlilik uygulamalarından biri olan plastik damacana su kullanımını ve bu damacanaların ofislerimize transferini ortadan kaldırarak, sadece merkez ofislerimizde ayda 2.5 ton, yılda 30 ton sera gazı emisyonunun atmosfere salınmasını engelliyoruz,” dedi. 

Türe ayrıca, “30 ton CO2 emisyonu yaklaşık 6.5 aracın yıllık emisyonuna eşdeğerdir. Bu miktar, 3.3 evin yıllık enerji tüketimine veya 120,000 kilometre araç kullanımına eşdeğer. Başka bir deyişle, bu emisyonu dengelemek için yaklaşık 1364 ağaç dikilmesi gerekmektedir,” diye ekledi. (Kaynaklar: MIT Climate Portal, One Tree Planted). 

Kontrolmatik Grup şirketlerinin benimsediği sürdürülebilirlik stratejisi PLANEARTH doğrultusunda ekosistemi korumak ve biyoçeşitliliği artırmak ana sorumlulukları arasında yer alırken, sağlıklı bir gezegen ve dayanıklı toplumlar yaratmanın da en büyük öncelikleri olduğunu belirtti. 

Küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlandırabilmek için dünyanın girmesi gereken dönüşüme, şirketlerin sürdürülebilirlik stratejilerini dönüştürerek büyük katkı sağlayabileceğini savunan Türe, şirketlerin en başta karbonsuzlaşma stratejilerini belirleyerek somut emisyonun azaltan proje ve uygulamalar yerine getirmesi gerektiğini ekledi. 

Burcu Türe, yönetilemeyen plastik atıkların ve mikroplastiklerin sucul ekosisteme karışarak tüm canlılar üzerinde olduğu kadar insan sağlığı üzerinde de riskli ve ölümcül etkileri olduğunu hatırlatarak, dünya genelinde özellikle büyük şehirlerde içme sularının %83'ünün mikroplastik içerdiğini vurguladı. Türe, “Sürdürülebilir yönetişim ve iş yapış şeklimiz ile toplumlara daha erişilebilir temiz enerji ve su sağlamayı taahhüt ediyoruz. Bu taahhüdümüzü, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerimiz kapsamında çalışanlarımıza mikroplastiklerden arınmış, canlı ve sağlıklı su sağlayarak yerine getiriyoruz,” diye açıkladı.